3 Mart 2009 Salı

SAĞIN YENİ İTTİFAKI CHP VE MHP

CHP lideri Deniz Baykal,

Antalya'da partisinin mitinginde hemşehrilerinden önce dua, sonra oy istedi...

Tokat mitinginde ve Antakya mitinginde 'Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez' sloganlarıyla karşılaşan Baykal sloganların devam etmesi için konuşmasına ara verdi...

Ve 1 Temmuz 2008 CHP, Sosyalist Enternasyonel'in Atina kongresinde hiç bir şekilde gündeme getirilmeyerek fiilen gruptan çıkarılmış oldu. Deniz Baykal'ın başkan yardımcılığı görevine de son verildi...

Yaptığı başörtüsü ve Kur'an kursu açılımlarıyla sağa geçişini netleştiren CHP gelenekten kopmama ile yeniye adapte olma arasında çelişki yaşıyor.Üniversitelerde başörtüsünü serbest kılacak olan kanunu anayasa mahkemesine taşıyarak reddini talep eden ve bu talebinde başarıya ulaşan Baykal daha sonra kendi elleriyle çarşaflıya rozet takarak cevabı kendisinden beklenen ''Laiklikte herkesin dinini öğrenme hakkı vardır. Dünyanın bütün insan hakları bildirgelerinin başında herkesin din özgürlüğü, inanç özgürlüğü, dinini öğrenme ve öğretme özgürlüğü yer alır. Laiklikle din öğrenme ve öğretme özgürlüğü arasında nasıl bir çelişki olabilir?" sorusunu sordu...

CHP lideri Baykal partisinin Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sefar Sirmen'in Kur'an Kursu açılımı için, "Sefa Sirmen hemşehrelirinin ihtiyaçları doğrultusunda bir çalışma başlatmıştır. Projesi fevkalede doğru bir yaklaşım.Kur'an-ı Kerim öğretilmesi hepimizin hayali.'' diye konuştu. CHP'den beklenmeyen ama sevindirici karşılanan bu tutum daha sonra Türkçe Kuran öğretmek istiyoruz açıklamalarıyla tekrar düşüncelerin bulanmasına sebep oldu.Burada ise herkesin merak ettiği 'Kur'an kurslarında başörtüsü serbest olacak mı?' sorusuydu...

AKP ile birlikte üniversitelerde başörtüsü serbestliği için çalışan MHP bu yoldan dönerek AKP'yi yalnız bırakmış ve bu tasarının CHP sayesinde Anayasa Mahkemesinden dönmesine neden olmuştu.

Sol düşünceden sağ açılımlara geçerek başlayan CHP nin oy toplama amacındaki manevra süreci MHP ile yapacakları istişarelere göre şekil alacağa benziyor çünkü yerel seçim öncesinde birbirlerinin oylarını bölmemek için il taksimi yapan iki güzide partimiz oy ve rant uğruna ideolojilerinden vazgeçip seçmenlerini şaşırtmış durumdalar.


29 Ekim Cumhuriyet bayramlarında üç hilal bayraklı CHP ofisleri ile altı ok kuşanan ülkücüleri meydanlarda görmek şaşırtıcı olmaz artık.

Bu benzerlik bir çok gazetede de ele alındı işte onlardan bir tanesi;
Star Gazetesi'nden Ahmet KEKEÇ'in kaleminden , MHP ve CHP'nin son dönemdeki benzerlikleri:



''Bu resme iyi bakın...

CHP lideri Baykal, Tokat mitinginde atılan ‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’ sloganını çok sevmiş. Hatta, slogan atılırken, saygıdan konuşmasına ara vermiş.

Bu sloganın Baykal tarafından sevilmesi, beni de sevindirdi.

Zaten böyleydi.

Baykal’ın liderliğini yaptığı partinin, bu sloganla özdeşleşmiş / özdeşleştirilmiş partiden zaten farkı yoktu. Daha doğrusu, çoğunluğun ‘sosyal demokrat’ zannettiği Baykal, amcaoğlu pozisyonundaki partinin liderliğini yapıyordu ve hem CHP, hem mahut sloganla özdeşleştirilmiş parti ‘İttihat ve Terakki’nin devamıydı.

Bunun böyle olduğunu, vaktiyle TBMM’de başkanlık yapmış bulunan Ömer İzgi isimli MHP’li şahıs da itiraf etmişti: ‘CHP’nin baraj altında kalması mühim değil, parlamentoda biz varız ya...’

Bazı iyi niyetli insanlar, İzgi’nin dikkat çektiği ‘benzerliğin’ konjonktürel bir duruma işaret ettiğini düşünüyordu ama, öyle değildi. MHP’li milletvekili benzerlikten değil, düpedüz akrabalıktan, daha doğrusu ‘genetik ortaklık’tan söz ediyordu. ‘Biz aynıyız’ demeye getiriyordu.


Gerçekten de aynılar...

Solcu ve demokrat olan CHP’nin, bazı konularda MHP’den hiç farkı yok:

İki parti de özgürlüklere karşı gardını almış durumda...

İkisi de demokratikleşmeye kuşkuyla bakıyor...

İkisi de statükonun muhafazasından yana...

İkisi de AB karşıtı...

İkisi de milliyetçi...

Darbeler, muhtıralar ikisinin de umurunda değil.

İkisi de Yaşar Okuyan’ı nereye koyacağını bilemiyor...

Dahası, Yaşar Okuyan ikisine de çok yakışıyor...

Hayır, mahut sloganı Baykal’a çok görüyor değilim. Elbette şehitler ölmemeli, elbette vatan bölünmemeli.

Kaldı ki, vatan için kaygılanmak, bir tek partinin inhisarında değildir.

İsteyen istediği sloganı bağırır, isteyen istediği türküyü çığırır.

Baykal’ın da bu türküyü çığıracağı tutmuştur ve bence iyi etmiştir.

Konuyu nereye bağlayacağımı tahmin ediyorsunuzdur artık.

Dönüp dolaşıp yazıyorum ya, ‘CHP niçin sosyal demokrat bir parti değildir, Baykal niçin bildiğimiz, tanıdığımız, kitaplarda okuduğumuz sosyal demokrat liderlere benzememektedir’ diye.

Bu yüzden işte...

Eskiden ‘aş, iş, emek, devrim’ sloganlarının atıldığı meydanlarda bugün ‘şehitler ölmez, vatan bölünmez’ sloganları atılıyor.

Hayır, bir mecra kayması yok.

Bir ‘geç intikal’ sözkonusu.

Çünkü, vaktiyle bize ‘sosyal demokratmış’ gibi yapan ve kitleleri ‘emek’ sloganı etrafında örgütleyen/örgütlemesi beklenen parti, ‘görülen lüzum üzerine’ aslına rücu etmiştir ve önümüze bir ‘geçmiş resmi’ koymuştur.

Biz CHP’yi bu ‘geçmiş resmi’nden teşhis ediyoruz.

İttihatçısıyla, Cumhuriyet inkılapçısıyla, darbesiyle, darbecisiyle, sivil bürokratıyla, altı okuyla, okların gölgesinde büyümüş ‘solcu’suyla son derece özel bir geçmiş bu.

Ki, ‘İttihat ve Terakki’nin üstlendiği ‘yıkıcı’ rolü, bugün CHP üstlenmiş görünüyor.

Üstelik, giderek ‘Enverist’ bir çizgiye kayıyor. ''


1 yorum: